ET VE KEMİK YIĞINLARI!
İçimiz de dışımız da koronavirüs, Covid-19, salgın, pandemi, filyasyon, vaka, aşı, ölüm, karantina gibi kelimelerle doldu taştı.
***
Yaklaşık 1 yıldır mücadele ediyoruz bu illetle.
Hem de 8 milyar nüfuslu tüm dünya olarak.
***
Kimi virüse inanmadı, kimi var ama etkisi gösterildiği gibi değil dedi.
Kimi de alması gereken önlemlerin daha fazlasını alarak, yetkili ağızların söylediğini harfiyen uyguladı.
***
1 yılda neler değişti neler...
Masadan dostlar eksildi.
Günlük kullandığımız cümleler, yerini bambaşka söylemlere bıraktı.
Artık daha fazla ‘geçmiş olsun’ ve ‘Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun’ demeye başladık.
***
Tokalaşmamayı öğrendik.
Sarılmayı unuttuk.
Evimize gittiğimizde annemizi, babamızı, kardeşimizi, eşimizi, çocuğumuzu bile öpmeye temkinli yaklaştık.
Öpmeye kıyamadık hakikaten farkında mısınız?
Öpsem, virüs bulaşır mı diye düşündük!
***
Eş, dost, akraba ziyaretleri, cenaze, taziye vs.
Bunları söylemeye bile gerek yok. Hepsi bir rüya gibi geçmişte kaldı.
Belki ömrümüzün geri kalanında da sadece birer hatıra olarak kalacaklar.
***
Şimdi olayın farklı bir boyutundan bakmak istiyorum ama kaç insan benim gibi düşünüyordur onu da merak ediyorum açıkçası.
***
Bilirsiniz, söyler dururduk pandemi öncesinde; ‘aile kavramı yıkılmaya çalışılıyor’ diye.
Belki bir mübalağa belki de kuruntu olarak görebilirsiniz bu konuyu.
Ancak ben bu duruma artık inanmaya başladım.
Sizce de dünyadaki tüm insanlar yalnızlaştırılmaya çalışılıyor olabilir mi?
İçine kapanık, toplum bilincinden uzak ve aile, dost, akraba kavramlarını unutmuş bir insan topluluğu...
Düşünün...
Tokalaşmak, sarılmak, yakınlaşmak ve bilhassa hasbihal etmek...
Bunların hepsi toplumların duygusal bağlarını kuvvetlendiren ve birlik olma dayanaklarını artıran kavramlar değil midir?
***
Ee, bunlar olmayınca ne olacak?
Sadece içine kapanık insanlar....
Kontrol etmesi, inandırılması daha kolay zavallı insanlar.
Yalnızca güç ne derse onu yapan, ona itaat eden, et ve kemik yığınları...
Bunun başka bir açıklaması olamaz bana göre.
***
Pandemi dedik, virüs dedik falan filan…
Hepsi bize düşünmeyi ve değişen dünyaya ayak uydurmayı öğretti.
Öğretmesi gereken bir konu daha varsa o da duygusal bağların koparılmamasıdır.
Bu, bizim elimizde...
***
Unutmamak gerekir ki bir toplum, bireylere ayrıldığı vakit daha çabuk dağılır ve daha hızlı yıkılır...
***
Pandemi sürecinde tamam, ziyaretleri keselim.
***
Ancak bu işin bir de sonrası var. Kısacası, bu süreçten sonra birbirimize daha sıkı bağlanmalıyız.
***
Tabii biterse…