Davutoğlu'ndan adaylık açıklaması
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu katıldığı bir programda adaylık tartışmalarına ilişkin konuştu.
14 Eylül 2022 - 09:28
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İndependent Türkçe’nin Youtube kanalında Cihat Arpacık’ın programına konuk oldu.
Davutoğlu, bir soru üstüne, “Kemal Kılıçdaroğlu’na blokaj olması için gündeme gelmiş olması lazım. Şu ana kadar herhangi bir genel başkanın kendi adaylıkları ya da masa dışından bir adaylık masada gündeme gelmedi. Konuşulmadı… Gün gelecek bu konu konuşulacak. Hiç kimse merak etmesin ve bu konular konuşulduğunda en sağlıklı kararı yine karşılıklı saygı içerisinde 6 lider birlikte alacağız” cevabını verdi.
Ahmet Davutoğlu, gündeme dair özetle şu açıklamaları yaptı:
“GÜN GELECEK BU KONU KONUŞULACAK. HİÇ KİMSE MERAK ETMESİN”
(6’lı masada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik bir blokaj var mı): “Kemal Kılıçdaroğlu’na blokaj olması için gündeme gelmiş olması lazım. Şu ana kadar herhangi bir genel başkanın kendi adaylıkları ya da masa dışından bir adaylık masada gündeme gelmedi. Konuşulmadı. Aramızda aldığımız karar da seçim sürecine girmeden bu meselenin konuşulması Türkiye’deki ortamı özellikle iktidarın yönlendirmek istediği algı bakımından olumsuz etkileyeceği yönünde. Gün gelecek bu konu konuşulacak. Hiç kimse merak etmesin ve bu konular konuşulduğunda en sağlıklı kararı yine karşılıklı saygı içerisinde 6 lider birlikte alacağız.
“HERHANGİ BİR BAKANLIK DAĞILIMI MASA İÇİNDE VEYA DIŞINDA SÖZ KONUSU OLMADI”
Ne HDP’ye bakanlık ne de kendi aramızda bir bakanlık dağılımı konusu gündeme gelmedi. Geçiş sürecinin temel ilkeleri konuşuldu. Yani geçiş sürecinde nelere dikkat edilecek, hangi teminatlar, hangi birbirimize taahhüttüler söz konusu olacak bu konularda fikir alışverişinde bulunuldu. Ama geçiş süreci esnasında herhangi bir bakanlık dağılımı masa içinde veya dışında söz konusu olmadı…
Bu konuda yapılacak yorumların altılı asanın iç uyumu açısından çok dikkatli yapılması gerektiği kanaatindeyim. Bu konuda yapılan yorumların erken ve işleyen sürece fayda getirmeyeceği kanaatindeyim.
“İZMİR’İN KURTULUŞU İSTİKLAL SAVAŞIMIZIN NİHAİ MÜHRÜDÜR”
(Tunç Soyer’in İzmir’in kurtuluş gününde yaptığı konuşmayı sonrasında gelişen refleksleri nasıl değerlendiriyorsunuz): Maalesef öyle bir atmosfer oluştu ki ortak mutluluk yaşayacağımız günler bile gerilim alanları haline dönüştü. İzmir’in kurtuluşu İstiklal Savaşımızın nihai mührüdür. İzmir’in kurtuluşu sadece İzmir’in kurtuluşu değil, emperyalizme karşı esaret zincirlerinin kırılması yönünde atılan son adımdır... Dolayısı ile böyle birlik gününde herkesin ifadelerine dikkat etmesi lazım.
“DÖNEMLER ARASINDA ÇATIŞMALAR ÜZERİNDEN BUGÜNKÜ GENÇLERİ KUTUPLAŞTIRMAMAK LAZIM”
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sultan Abdulhamit’e hakaret edilirken Gelecek Partisi’nin sessiz kaldığı yönündeki söylemleri): Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarih bilinci sadece sloganik bir tarih anlayışına sahiptir. Gerçekten eğer bir tarih bilinci varsa istediği mekanda Sultan Abdülhamit Han dönemi ile ilgili bütün konuları konuşabiliriz. Orada da yanlışlık var. Sultan Abdulhamit Han döneminde yetişen subaylardır İttihat ve Terakki veya cumhuriyeti kuran subaylar. Bunlar birbirinden kopuk kesitler değil. Hiçbir dönem altın dönem değildi, hiçbir dönem de karanlık dönem olarak görmemek lazım. Tarih gri bir alandır. Olumlu olumsuz yönleriyle hepimiz bunu anlamalı ve bir dönemi altın dönem, diğer dönemi mutlak karanlık dönem diye adlandırarak dönemler arasında çatışmalar üzerinden bugünkü gençleri kutuplaştırmamak lazım. O tarihin hepsi bizim. Sayın Erdoğan’ın o söylemini duyduğumda sadece tebessüm ettim.
“TÜRKİYE, EGE’DE VE DOĞU AKDENİZ’DE ANTALYA KÖRFEZİNE SIKIŞTIRILAN BİR ÜLKE OLAMAZ”
(Türkiye-Yunanistan arasındaki gerginlik): Ben bu çatışmanın gerçek bir stratejik çatışmadan doğduğu kanaatinde değilim açık söyleyeyim. Türkiye-Yunanistan ilişkileri hep gerilimli oldu. Türkiye, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de Antalya körfezine sıkıştırılan bir ülke olamaz. Türkiye Cumhuriyeti bir deniz devletidir, kara devleti olduğu kadar… Türkiye caydırıcılığını ancak ve ancak söylediği sözü yerine getirerek gerçekleştirebilir. Gelecek sene Yunanistan'da da Türkiye'de de seçim var. Yunanistan'da da Türkiye'de de seçimin erkene alınması ihtimali var. Neredeyse danışıklı dövüş gibi. Karşılıklı tehditlerle Miçotakis de oradan Türkçe 'dayılık yapma' gibi bir ifade kullanıyor. Amerikan Başkanı'nın ‘aptallık etme' mektubu gibi ‘dayılık yapma' diye Türkçe ifadeler ile kendi halkına oynuyor.
Davutoğlu, bir soru üstüne, “Kemal Kılıçdaroğlu’na blokaj olması için gündeme gelmiş olması lazım. Şu ana kadar herhangi bir genel başkanın kendi adaylıkları ya da masa dışından bir adaylık masada gündeme gelmedi. Konuşulmadı… Gün gelecek bu konu konuşulacak. Hiç kimse merak etmesin ve bu konular konuşulduğunda en sağlıklı kararı yine karşılıklı saygı içerisinde 6 lider birlikte alacağız” cevabını verdi.
Ahmet Davutoğlu, gündeme dair özetle şu açıklamaları yaptı:
“GÜN GELECEK BU KONU KONUŞULACAK. HİÇ KİMSE MERAK ETMESİN”
(6’lı masada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik bir blokaj var mı): “Kemal Kılıçdaroğlu’na blokaj olması için gündeme gelmiş olması lazım. Şu ana kadar herhangi bir genel başkanın kendi adaylıkları ya da masa dışından bir adaylık masada gündeme gelmedi. Konuşulmadı. Aramızda aldığımız karar da seçim sürecine girmeden bu meselenin konuşulması Türkiye’deki ortamı özellikle iktidarın yönlendirmek istediği algı bakımından olumsuz etkileyeceği yönünde. Gün gelecek bu konu konuşulacak. Hiç kimse merak etmesin ve bu konular konuşulduğunda en sağlıklı kararı yine karşılıklı saygı içerisinde 6 lider birlikte alacağız.
“HERHANGİ BİR BAKANLIK DAĞILIMI MASA İÇİNDE VEYA DIŞINDA SÖZ KONUSU OLMADI”
Ne HDP’ye bakanlık ne de kendi aramızda bir bakanlık dağılımı konusu gündeme gelmedi. Geçiş sürecinin temel ilkeleri konuşuldu. Yani geçiş sürecinde nelere dikkat edilecek, hangi teminatlar, hangi birbirimize taahhüttüler söz konusu olacak bu konularda fikir alışverişinde bulunuldu. Ama geçiş süreci esnasında herhangi bir bakanlık dağılımı masa içinde veya dışında söz konusu olmadı…
Bu konuda yapılacak yorumların altılı asanın iç uyumu açısından çok dikkatli yapılması gerektiği kanaatindeyim. Bu konuda yapılan yorumların erken ve işleyen sürece fayda getirmeyeceği kanaatindeyim.
“İZMİR’İN KURTULUŞU İSTİKLAL SAVAŞIMIZIN NİHAİ MÜHRÜDÜR”
(Tunç Soyer’in İzmir’in kurtuluş gününde yaptığı konuşmayı sonrasında gelişen refleksleri nasıl değerlendiriyorsunuz): Maalesef öyle bir atmosfer oluştu ki ortak mutluluk yaşayacağımız günler bile gerilim alanları haline dönüştü. İzmir’in kurtuluşu İstiklal Savaşımızın nihai mührüdür. İzmir’in kurtuluşu sadece İzmir’in kurtuluşu değil, emperyalizme karşı esaret zincirlerinin kırılması yönünde atılan son adımdır... Dolayısı ile böyle birlik gününde herkesin ifadelerine dikkat etmesi lazım.
“DÖNEMLER ARASINDA ÇATIŞMALAR ÜZERİNDEN BUGÜNKÜ GENÇLERİ KUTUPLAŞTIRMAMAK LAZIM”
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sultan Abdulhamit’e hakaret edilirken Gelecek Partisi’nin sessiz kaldığı yönündeki söylemleri): Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarih bilinci sadece sloganik bir tarih anlayışına sahiptir. Gerçekten eğer bir tarih bilinci varsa istediği mekanda Sultan Abdülhamit Han dönemi ile ilgili bütün konuları konuşabiliriz. Orada da yanlışlık var. Sultan Abdulhamit Han döneminde yetişen subaylardır İttihat ve Terakki veya cumhuriyeti kuran subaylar. Bunlar birbirinden kopuk kesitler değil. Hiçbir dönem altın dönem değildi, hiçbir dönem de karanlık dönem olarak görmemek lazım. Tarih gri bir alandır. Olumlu olumsuz yönleriyle hepimiz bunu anlamalı ve bir dönemi altın dönem, diğer dönemi mutlak karanlık dönem diye adlandırarak dönemler arasında çatışmalar üzerinden bugünkü gençleri kutuplaştırmamak lazım. O tarihin hepsi bizim. Sayın Erdoğan’ın o söylemini duyduğumda sadece tebessüm ettim.
“TÜRKİYE, EGE’DE VE DOĞU AKDENİZ’DE ANTALYA KÖRFEZİNE SIKIŞTIRILAN BİR ÜLKE OLAMAZ”
(Türkiye-Yunanistan arasındaki gerginlik): Ben bu çatışmanın gerçek bir stratejik çatışmadan doğduğu kanaatinde değilim açık söyleyeyim. Türkiye-Yunanistan ilişkileri hep gerilimli oldu. Türkiye, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de Antalya körfezine sıkıştırılan bir ülke olamaz. Türkiye Cumhuriyeti bir deniz devletidir, kara devleti olduğu kadar… Türkiye caydırıcılığını ancak ve ancak söylediği sözü yerine getirerek gerçekleştirebilir. Gelecek sene Yunanistan'da da Türkiye'de de seçim var. Yunanistan'da da Türkiye'de de seçimin erkene alınması ihtimali var. Neredeyse danışıklı dövüş gibi. Karşılıklı tehditlerle Miçotakis de oradan Türkçe 'dayılık yapma' gibi bir ifade kullanıyor. Amerikan Başkanı'nın ‘aptallık etme' mektubu gibi ‘dayılık yapma' diye Türkçe ifadeler ile kendi halkına oynuyor.
FACEBOOK YORUMLAR