Kayseri'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıldönümü kutlandı
Kayseri’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıldönümü dolayısıyla bir tören düzenlendi. Atatürk büstüne çelenk bırakılan törene; Türk Kadınlar Birliği, Türk Anneler Derneği Kayseri Şubesi, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Cumhuriyet Halk Partisi katıldı.
04 Aralık 2020 - 12:37
5 Aralık 1934 yılında, kadınlara tanınan seçme ve seçilme hakkının 86. yıldönümü dolayısıyla Kayseri’de bir tören düzenlendi. 5 Aralık tarihinde sokağa çıkma yasağı olması nedeniyle 4 Aralık tarihinde düzenlenen törende; Atatürk büstüne Türk Kadınlar Birliği, Türk Anneler Derneği Kayseri Şubesi, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Cumhuriyet Halk Partisi tarafından çelenk konuldu. Törene, Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Ayşe Uzunlu, CHP Kayseri İl Başkanı Ümit Özer, KİGDER Başkanı Sema Karaoğlu çeşitli dernek üyesi birçok kadın katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan çelenk sunma töreninde konuşan Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Ayşe Uzunlu, “Hiç unutamayacağımız günlerden biri. Bütün dünyayı sarsan Covid-19 salgını hepimiz çok etkiledi. Pandemi nedeniyle tüm dünyada insanlar ve özellikle kadınların birçoğu çok zor hayat koşullarında yaşamak zorunda kaldı. 5 Aralık Cumartesi günü sokağa çıkma yasağı nedeni ile bugün meydandayız. Ne mutlu ki, Atatürk inkılâpları sayesinde birey olmuş, eşit vatandaş olma hakkına sahip, mesleğini eline almış, çalışma hayatına atılmış, siyaset yapmakta olan; kısaca ekonomik, sosyal ve siyasi hayatta yerini almış kadınların var olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
BUGÜNLERE NASIL GELDİK?
1923’te savaş bitmiştir ama cehaletin yenilmesi, kadınlara yönelik örf-adet ve hukuki bir takım kuralların düzeltilmesi ve kabul edilmesi oldukça zaman almıştır. Bir tarafta aydın ve ileri görüşlü Türk erkekleri, diğer tarafta rahatının bozulmasından korkan tutucu Türk erkekleri... 1934’e kadar basında, mecliste, kamuda, özel toplantılarda kıyasıya bir mücadele vermişlerdir. .
PEKİ YA KADINLAR?
Osmanlı toplumunda kadınlık bilincinin uyanmasında, Fatma Aliye, Nezihe Muhittin, Halide Edip gibi kadın yazar ve düşünürlerimizin etkisi büyüktür. Kadınların toplumsal konumun düzeltilmesi için çalışmışlar; kadın haklarını Osmanlı İmparatorluğundan cumhuriyete taşımışlardır. Maalesef sayıları parmak ile gösterilecek kadar az olan bu kadınlar bürokrat ya da aristokrat çocuklarıdır ve evde aldıkları özel eğitimlerle bu noktaya gelebilmişlerdir.
Kadınların varlığının kabul edilmesi konusundaki en büyük etken ise savaşlarda Anadolu’nun her köşesinde savaşmış; cepheye cephane ve erzak taşımış; cephe gerisinde hasta, yaşlı ve yetimlere bakmış Kara Fatmalar, Şerife Bacılar, Nene Hatunlar gibi kadınlarımızın büyük mücadelesi olmuştur.
Kadınların siyaseten varlığının kabul edilmesinde ise Türk Kadın Birliği Başkanı Nezihe Muhittin ve dönem arkadaşlarının etkisi büyüktür. Cumhuriyet Kadın Fırkası, cumhuriyet bile ilan edilmeden ortaya çıkmış bir siyasi kadın hareketi olarak tarihimizde yerini almıştır. Dönemin koşullarında kadınların seçme ve seçilme hakkı bile yokken parti kurmaları da mümkün görülmemiştir. Ancak Türk Kadın Birliği; siyasetten kopmadan yıllar içerisinde seçme ve seçilme hakkı konusundaki taleplerini Nezihe Muhittin öncülüğünde ısrarla sürdürmüştür.
Bugün; “Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesi”nin 86. Yıldönümüdür. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren eşit ve çağdaş bireyler yaratma çabası başlamıştır. Bunu tüm inkılâplarda görmek mümkündür.1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kız çocuklarına da erkek çocuklar ile birlikte aynı okula gitme hakkı verilmiştir. 1925’te Şapka İnkılâbı için yaptığı konuşmada ; “Efendiler, Bu hitap münasebetiyle ufak bir noktayı tekrar edeyim. “Efendiler” dediğim zaman başka bir yerde olduğu gibi burada da bundan kastım hanımefendiler ve beyefendiler” diyerek halkına kadın-erkek eşit seslendiğini vurgulamış; her fırsatta kadınların geri bırakılmayacağını belirtmiştir. 1926 Medeni Kanunu ile evlilik ve aile hukuku konularında birçok yenilik yapılmıştır. 1928’de yapılan Harf Devrimi ile kısa sürede okuma-yazma oranı önemli ölçüde arttırılmıştır. 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme,1933 yılında çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 1934’te Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakları verilmiştir.
Birçok ülkeden önce Türkiye, kadınlarına seçme ve seçilme hakkını vermiş ve dünya ülkelerine örnek olmuştur. Bizi bugünlere taşıyan başta derneğimizin kurucusu ve uzun yıllar başkanlığımızı yapan Nezihe Muhittin olmak üzere kadınlarımıza; her konuda olduğu gibi kadın hakları konusunda da çığır açmış Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına minnet borçluyuz. Onları saygı ile anıyoruz. Ruhları şad olsun
1935 seçimlerinden günümüze siyasi alanda kaydedilen yol kadınlar için beklenilen düzeyin çok altındadır. Son yıllarda bu konuda kadın derneklerinin baskıları artmış; siyasi partiler de gerekli adımları atmaya başlamıştır. Ancak biz biliyoruz ki; toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile ilgili sorunlar çözülmeden kadına yönelik şiddet; sosyal, ekonomik ve siyasi eşitsizlik de giderilemeyecektir.
Nice zorluklarla geldiğimiz bu yer; ne atalarımızın mücadelesinde varılmak istenen ne de bizim bulunmaktan gurur duyduğumuz noktadır. Onlara layık olmak için eşitlik mücadelesini her alanda yaygınlaştırarak daha çok çalışmak zorundayız. Bunu da ancak kadınlar olarak siyaset üstü bir birlik ve beraberlikle başarabiliriz” ifadelerini kullandı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan çelenk sunma töreninde konuşan Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Ayşe Uzunlu, “Hiç unutamayacağımız günlerden biri. Bütün dünyayı sarsan Covid-19 salgını hepimiz çok etkiledi. Pandemi nedeniyle tüm dünyada insanlar ve özellikle kadınların birçoğu çok zor hayat koşullarında yaşamak zorunda kaldı. 5 Aralık Cumartesi günü sokağa çıkma yasağı nedeni ile bugün meydandayız. Ne mutlu ki, Atatürk inkılâpları sayesinde birey olmuş, eşit vatandaş olma hakkına sahip, mesleğini eline almış, çalışma hayatına atılmış, siyaset yapmakta olan; kısaca ekonomik, sosyal ve siyasi hayatta yerini almış kadınların var olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
BUGÜNLERE NASIL GELDİK?
1923’te savaş bitmiştir ama cehaletin yenilmesi, kadınlara yönelik örf-adet ve hukuki bir takım kuralların düzeltilmesi ve kabul edilmesi oldukça zaman almıştır. Bir tarafta aydın ve ileri görüşlü Türk erkekleri, diğer tarafta rahatının bozulmasından korkan tutucu Türk erkekleri... 1934’e kadar basında, mecliste, kamuda, özel toplantılarda kıyasıya bir mücadele vermişlerdir. .
PEKİ YA KADINLAR?
Osmanlı toplumunda kadınlık bilincinin uyanmasında, Fatma Aliye, Nezihe Muhittin, Halide Edip gibi kadın yazar ve düşünürlerimizin etkisi büyüktür. Kadınların toplumsal konumun düzeltilmesi için çalışmışlar; kadın haklarını Osmanlı İmparatorluğundan cumhuriyete taşımışlardır. Maalesef sayıları parmak ile gösterilecek kadar az olan bu kadınlar bürokrat ya da aristokrat çocuklarıdır ve evde aldıkları özel eğitimlerle bu noktaya gelebilmişlerdir.
Kadınların varlığının kabul edilmesi konusundaki en büyük etken ise savaşlarda Anadolu’nun her köşesinde savaşmış; cepheye cephane ve erzak taşımış; cephe gerisinde hasta, yaşlı ve yetimlere bakmış Kara Fatmalar, Şerife Bacılar, Nene Hatunlar gibi kadınlarımızın büyük mücadelesi olmuştur.
Kadınların siyaseten varlığının kabul edilmesinde ise Türk Kadın Birliği Başkanı Nezihe Muhittin ve dönem arkadaşlarının etkisi büyüktür. Cumhuriyet Kadın Fırkası, cumhuriyet bile ilan edilmeden ortaya çıkmış bir siyasi kadın hareketi olarak tarihimizde yerini almıştır. Dönemin koşullarında kadınların seçme ve seçilme hakkı bile yokken parti kurmaları da mümkün görülmemiştir. Ancak Türk Kadın Birliği; siyasetten kopmadan yıllar içerisinde seçme ve seçilme hakkı konusundaki taleplerini Nezihe Muhittin öncülüğünde ısrarla sürdürmüştür.
Bugün; “Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesi”nin 86. Yıldönümüdür. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren eşit ve çağdaş bireyler yaratma çabası başlamıştır. Bunu tüm inkılâplarda görmek mümkündür.1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kız çocuklarına da erkek çocuklar ile birlikte aynı okula gitme hakkı verilmiştir. 1925’te Şapka İnkılâbı için yaptığı konuşmada ; “Efendiler, Bu hitap münasebetiyle ufak bir noktayı tekrar edeyim. “Efendiler” dediğim zaman başka bir yerde olduğu gibi burada da bundan kastım hanımefendiler ve beyefendiler” diyerek halkına kadın-erkek eşit seslendiğini vurgulamış; her fırsatta kadınların geri bırakılmayacağını belirtmiştir. 1926 Medeni Kanunu ile evlilik ve aile hukuku konularında birçok yenilik yapılmıştır. 1928’de yapılan Harf Devrimi ile kısa sürede okuma-yazma oranı önemli ölçüde arttırılmıştır. 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme,1933 yılında çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 1934’te Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakları verilmiştir.
Birçok ülkeden önce Türkiye, kadınlarına seçme ve seçilme hakkını vermiş ve dünya ülkelerine örnek olmuştur. Bizi bugünlere taşıyan başta derneğimizin kurucusu ve uzun yıllar başkanlığımızı yapan Nezihe Muhittin olmak üzere kadınlarımıza; her konuda olduğu gibi kadın hakları konusunda da çığır açmış Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına minnet borçluyuz. Onları saygı ile anıyoruz. Ruhları şad olsun
1935 seçimlerinden günümüze siyasi alanda kaydedilen yol kadınlar için beklenilen düzeyin çok altındadır. Son yıllarda bu konuda kadın derneklerinin baskıları artmış; siyasi partiler de gerekli adımları atmaya başlamıştır. Ancak biz biliyoruz ki; toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile ilgili sorunlar çözülmeden kadına yönelik şiddet; sosyal, ekonomik ve siyasi eşitsizlik de giderilemeyecektir.
Nice zorluklarla geldiğimiz bu yer; ne atalarımızın mücadelesinde varılmak istenen ne de bizim bulunmaktan gurur duyduğumuz noktadır. Onlara layık olmak için eşitlik mücadelesini her alanda yaygınlaştırarak daha çok çalışmak zorundayız. Bunu da ancak kadınlar olarak siyaset üstü bir birlik ve beraberlikle başarabiliriz” ifadelerini kullandı.
FACEBOOK YORUMLAR