Kazım Yücel: Gazeteciler, adliye koridorlarında koşuyor
İyi Partili Kazım Yücel, 24 Temmuz basında sansürün kaldırılışının yıldönümünde bir mesaj yayımladı. Özellikle yerel basının büyük sıkıntılar içinde olduğunu belirten Kazım Yücel, "Maalesef Türk Basını üzerinde sansür kaldırılmış değil. İktidar basını, yargı ve ekonomik yollarla baskı altında tutuyor ve tek merkezden yönetiyor. Maalesef Türkiye'de hala bağımsız gazetecilik yapılamıyor" dedi.
23 Temmuz 2021 - 12:39
24 Temmuz, Türk basınında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl kutlanıyor. İyi Partili Kazım Yücel de 24 Temmuz Basın Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Yücel, basının üzerindeki sansürün ve oto sansürün devam ettiğini vurguladı.
“EKONOMİK BASKI VE YARGI BASKISI SÜRÜYOR”
Yücel, “24 Temmuz Basın bayramı dolayısıyla bütün basın emekçilerinin bu özel gününü kutluyorum. hayatlarında ve işlerinde kendilerine başarılar diliyorum. Ama basınla iç içe biri olarak özellikle yerel basının büyük sıkıntılar içinde olduğunu biliyorum. Kıt kanaat ay sonunu getirmeye çalışan basın mensuplarının ne tür ekonomik zorluklar yaşadıklarına bizzat şahit oluyorum. İktidarlar, basın yayın kuruluşlarını ekonomik ve yargı üzerinden büyük baskı altına almış durumda. İktidarın aleyhine yapılacak her türlü olumsuz haberler neticesinde çeşitli bahanelerle, reklamlar, resmi ilanlar gibi basının hak ettiği temel hakları kesiliyor. Onlar üzerinde baskı ve sansür oluşturuluyor. Ekonomik anlamda zaten zor günler geçiren basın yayın kuruluşları da ister istemez yayın hayatlarını sürdürebilmek için iktidarlara yakın durmak zorunda bırakılıyor. Bu da hem sansürü hem de ekonomik desteğin kesileceği korkusu ile oto sansürün yaygınlaşmasına neden oluyor" dedi.
“HABER PEŞİNDE DEĞİL, ADLİYE KORİDORUNDA KOŞUYORLAR”
Yücel, "Bugün hapiste yüzlerce gazeteci sadece fikrinde dolayı hapis yatıyor. Sansür ve oto sansür sıradan hale gelmiş durumda. Yaratılan korku atmosferiyle birçok gazeteci işsiz kalmış. Ekonomik anlamda bağımsızlığını sürdüremeyen gazeteleri bu sistem birleştirmeye zorlamış durumda. Ekonomik kaygılar nedeniyle gazeteciler istediği haberi yapamaz, olumsuzlukları göremez hale gelmiş durumda. Bakın, ana akım medyanın %95’i iktidarın elinde. Yerel gazeteler ise resmi ilan kıskacında. AKP iktidarında hiç kimsenin iktidarı eleştirme hakkı yok. İktidarı eleştirdiğin anda gazetecilik ‘suç’, haber ise ‘suç delili’ olarak görülüyor. Gazeteci üzerinde hem ekonomik baskıyı hem de yargının kırbacını sürekli hissediyor. Bu baskılar neticesinde ise basın mensupları özgür haber yapamıyor ve olumsuzlukları halka anlatamıyor. İktidar kendi borazanlığını yapan basın yayın kuruluşlarını paraya boğarken; iktidar kanadını eleştiren yayın organlarını ise ölüme ve yokluğa zorluyor. Bu akıl almaz anlayış nedeniyle haber peşinde koşması gereken gazeteci arkadaşlarımız da ya adliye koridorlarında koşuyor ya da iktidarın olanaklarından nasıl faydalanırımın derdine düşüyor. Bu da bağımsız ve özgür gazeteciliği yok ediyor" şeklinde konuştu.
“İYİ PARTİ İKTİDARINDA BAĞIMSIZ GAZETECİLİK YAPILACAK”
Yücel, "İYİ Parti olarak, basın mensuplarının baskı altında bulunmasından, gazetecilerin kendini özgür bir şekilde ifade edememesinden büyük rahatsızlık duyuyoruz. Ekonomik ve yargı baskısı altında 24 Temmuz'un basın bayramı olarak kutlanamayacağını biliyoruz. Yine de buruk da olsa 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı kutluyorum. Gazetecilere yönelik sansür ve oto sansür kalktığında, gazetecilerin üzerindeki baskılar son erdiğinde, cezaevlerindeki gazeteciler özgür kaldığında, medya görevini tekrardan yerine getirdiğinde bu bayramı çok daha güzel kutlayacağız. Buna da inancım tam." diyerek sözlerini tamamladı.
“EKONOMİK BASKI VE YARGI BASKISI SÜRÜYOR”
Yücel, “24 Temmuz Basın bayramı dolayısıyla bütün basın emekçilerinin bu özel gününü kutluyorum. hayatlarında ve işlerinde kendilerine başarılar diliyorum. Ama basınla iç içe biri olarak özellikle yerel basının büyük sıkıntılar içinde olduğunu biliyorum. Kıt kanaat ay sonunu getirmeye çalışan basın mensuplarının ne tür ekonomik zorluklar yaşadıklarına bizzat şahit oluyorum. İktidarlar, basın yayın kuruluşlarını ekonomik ve yargı üzerinden büyük baskı altına almış durumda. İktidarın aleyhine yapılacak her türlü olumsuz haberler neticesinde çeşitli bahanelerle, reklamlar, resmi ilanlar gibi basının hak ettiği temel hakları kesiliyor. Onlar üzerinde baskı ve sansür oluşturuluyor. Ekonomik anlamda zaten zor günler geçiren basın yayın kuruluşları da ister istemez yayın hayatlarını sürdürebilmek için iktidarlara yakın durmak zorunda bırakılıyor. Bu da hem sansürü hem de ekonomik desteğin kesileceği korkusu ile oto sansürün yaygınlaşmasına neden oluyor" dedi.
“HABER PEŞİNDE DEĞİL, ADLİYE KORİDORUNDA KOŞUYORLAR”
Yücel, "Bugün hapiste yüzlerce gazeteci sadece fikrinde dolayı hapis yatıyor. Sansür ve oto sansür sıradan hale gelmiş durumda. Yaratılan korku atmosferiyle birçok gazeteci işsiz kalmış. Ekonomik anlamda bağımsızlığını sürdüremeyen gazeteleri bu sistem birleştirmeye zorlamış durumda. Ekonomik kaygılar nedeniyle gazeteciler istediği haberi yapamaz, olumsuzlukları göremez hale gelmiş durumda. Bakın, ana akım medyanın %95’i iktidarın elinde. Yerel gazeteler ise resmi ilan kıskacında. AKP iktidarında hiç kimsenin iktidarı eleştirme hakkı yok. İktidarı eleştirdiğin anda gazetecilik ‘suç’, haber ise ‘suç delili’ olarak görülüyor. Gazeteci üzerinde hem ekonomik baskıyı hem de yargının kırbacını sürekli hissediyor. Bu baskılar neticesinde ise basın mensupları özgür haber yapamıyor ve olumsuzlukları halka anlatamıyor. İktidar kendi borazanlığını yapan basın yayın kuruluşlarını paraya boğarken; iktidar kanadını eleştiren yayın organlarını ise ölüme ve yokluğa zorluyor. Bu akıl almaz anlayış nedeniyle haber peşinde koşması gereken gazeteci arkadaşlarımız da ya adliye koridorlarında koşuyor ya da iktidarın olanaklarından nasıl faydalanırımın derdine düşüyor. Bu da bağımsız ve özgür gazeteciliği yok ediyor" şeklinde konuştu.
“İYİ PARTİ İKTİDARINDA BAĞIMSIZ GAZETECİLİK YAPILACAK”
Yücel, "İYİ Parti olarak, basın mensuplarının baskı altında bulunmasından, gazetecilerin kendini özgür bir şekilde ifade edememesinden büyük rahatsızlık duyuyoruz. Ekonomik ve yargı baskısı altında 24 Temmuz'un basın bayramı olarak kutlanamayacağını biliyoruz. Yine de buruk da olsa 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı kutluyorum. Gazetecilere yönelik sansür ve oto sansür kalktığında, gazetecilerin üzerindeki baskılar son erdiğinde, cezaevlerindeki gazeteciler özgür kaldığında, medya görevini tekrardan yerine getirdiğinde bu bayramı çok daha güzel kutlayacağız. Buna da inancım tam." diyerek sözlerini tamamladı.
FACEBOOK YORUMLAR