Koronafobi İçin Sosyal Medya Uyarısı

“Stres kaynağına çok fazla maruz kaldığımızda bu, kapasitemizi aşmaya başlar” diyen Bülbül, “Stres kaynaklarınızı belirlemekle işe başlayın. İki tip stres kaynağı bulunuyor: Değiştirebileceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz kaynaklar. Üzerinde değişiklik yapabileceğiniz veya ortadan kaldırabileceğiniz kaynaklar için nasıl bir yol haritası izleyeceğinizi belirleyin. Bunu yaparken kısa-orta-uzun vadeli bir plan hazırlayabilirsiniz. Bu yolla; durumu kabul etmeli ve bilinçli şekilde önlemler alınmalı. Güvenilir kaynaklardan bilgi edinin. Sosyal medyada yayınlanan olumsuz yazılardan veya olumsuz haberlerden kaçının. Güvendiğiniz kişilerle konuşmak size iyi gelecektir. Arkadaşlarınız ve ailenizle görüşün, sosyal çevreniz ve sevdiklerinizle mailleşin, telefonlaşın” dedi. 
RUTİNİNİZİ BOZMAYIN
İzmir Özel Ata Sağlık Hastanesi’nde görevli Bülbül, şu uyarılarda bulundu, “Sağlıklı yaşam tarzınızı devam ettirin yani rutininizi bozmayın; diyetinize uyun, uyuyun, egzersiz yapın, hareketsizlikten kaçının; ancak hoşlanmadan ve zorla yapacağınız her şey sizi daha fazla strese sokacağından kendinize uygun olan fiziksel aktiviteyi keşfedin, zorunluluk ve mecburiyet gibi algılamayın. Duygularınızla baş etmek için sigara, alkol, nikotin gibi maddelerin tüketmeyi tercih etmeyin. Hafif müzikler stres yükünü azaltır fırsat buldukça dinleyebilirsiniz. Konu hakkında olumsuz konuşarak birbirinizi etkilememeye ve korkutmamaya özen gösterin”
“YA BİTMEZSE” GİBİ DÜŞÜNCELERE ODAKLANMAYIN
Anne ve babaların çocuklarını da stresten uzak tutmaları gerektiğinin altını çizen Bülbül, şunları söyledi, “Sizin endişe duyduğunuzu ve panik yaptığınızı görürse çocuğunuzda korku duymaya başlayacaktır o yüzden onların yanında yaptığınız konuşmalara dikkat edin.Çocuğunuzun yaşına uygun olarak konu hakkında kısa ve öz bilgiler verebilirsiniz. Böyle bir dönemde yeni kararlar, köklü değişimler, hızla bir şeyleri değiştirme çabasına girmek yerine ertelemeyi tercih etmeniz sağlıklı olacaktır çünkü bizim için doğru bir adım ve karar olmayabilir. Eğer hiçbir şekilde üstesinden gelemediğinizi düşünüyorsanız bir uzmandan psikolojik destek almayı ihmal etmeyin. Son olarak bu süreçte; kendinizle ilişkinizi, hissettiklerinizi ve yüklendiğiniz her şeyi evdeyken gözden geçirin. Olumsuz, gelecek yorumları içeren ‘Ya sevdiklerime bir şey olursa, ya onlara bulaşırsa, daha kötü şeyler olursa, ya bitmezse” yerine ana odaklanın. Bu kadar olumsuz düşünce ve beraberinde getirdiği kaygılar bağışıklık sistemimizi düşürebilir biliyoruz ki; sağlamlık ve dayanıklılık için bizim bu dönemde hem bedenimize hem de ruhumuza yatırım yapmaya ihtiyacımız var. Ayrıca sadece kendimiz için değil herkes için hepimiz için mümkün olduğunca evde vakit geçirelim. Unutmayalım ki; ‘Hepimiz güvende olmadan hiçbirimiz güvende değiliz”