Taş kaynatan memurlar, en düşük maaşın yoksulluk sınırına çıkarılmasını istedi
Hürriyetçi Eğitim Sen Kayseri Şubesi üyesi memurlar aş yerine taş kaynatarak maaşlarına zam istedi. Yanlış ekonomi politikaları nedeniyle ürünlere yüzde 170 zamlar geldiğini savunan Şube Başkanı Hakan Coşkunsu, en düşük memur maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması gerektiğini söyledi.
29 Aralık 2022 - 20:59
Hürriyetçi Eğitim Sen Kayseri Şubesi üyeleri, ‘Doğal gazı kıs, pekmez iç’ etkinliği adı altında basın açıklaması yaptı. Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen eylemde Hürriyetçi Eğitim Sen Kayseri Şube Başkanı Hakan Coşkunsu, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi. Yanlış politikalar sebebiyle fiyatların yüzde 170 oranında arttığını iddia eden Coşkunsu, memurların hızla fakirleştiğini söyledi. Coşkunsu, “Memurun artık ülkenin alt gelir grubuna dahil olduğunu Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de bizzat kabul etmiş ve ‘Asgari ücretliye de memura da emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir’ cümlesini gözlerimizin içine bakarak, bizlere acıyarak söylemiştir. Maalesef, Bakan Nebati'nin, kamu çalışanlarının ekonomik çıkmazda olduğunu itiraf eden bu söylemleri doğrudur. Ülkedeki gerçek enflasyonla kamu çalışanlarının alim gücünün ne kadar düştüğü açıktır. İnsan onuruna yaraşır bir hayat sürmek için çalışanların yeterli ücreti alarak çalışmaları bir haktır ve ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir kamu çalışanının mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm çalışanların maaşlarının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasına ilişkin düzenlemeler acilen yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
‘EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNE ÇIKARILMALIDIR’
Asgari ücrete gelen zamla birlikte memur maaşları ve asgari ücretin eşitlendiğini dile getiren Coşkunsu, “2022 yılında asgari ücret ve kamu çalışanlarına yapılan zamlarla memurların maaşları ile asgari ücretli maaşları eşitlenmiştir. Açlık sınırına yakın bir gelire sahip olan memurların, maaşlarına yoksulluk sınırının üzerinde zam yapılması zorunluluktur. Günlük gelen piyasa zamları ortada iken 2023 yılı Ocak ayı için memur aylıklarına toplu sözleşmeden kaynaklı yüzde 8 ve TÜİK'in açıkladığı enflasyona göre enflasyon farkı kadar artış yapılması memurların alım gücüne katkı sunmaz. Bu nedenle insanî bir zam oranı mecburidir. Ayrıca memurlar gelir vergisi kıskacındadır. Memur maaşlarındaki gelir vergisi yüzde 15'e sabitlenmelidir. Zaten açlık sınırında maaş alan kamu çalışanının yüzde 27 oranında gelir vergisi ödemesi kaşıkla verilen zammın vergi kepçesiyle geri alınmasıdır. İşveren, patronlara her türlü vergi affı ve indirimini uygularken, ülkenin vergi yükünün memurun sırtına bindirilmesini kabul etmiyoruz ve uyarıyoruz. Vergi dilimi adaletsizliğine derhal son verilmelidir” ifadelerini kullandı.
‘TÜİK'İN AÇIKLADIĞI ENFLASYONLA ÇARŞIDA PAZARDAKİ ENFLASYONUN YAKINDAN UZAKTAN ALAKASI YOKTUR’
İşverenlerin 3600 ek göstergeyi gözden geçirmeleri gerektiğini, sarı sendikalarla yüzde 2 sendikal baraj garabetine harcadığı zamandan daha fazlasını kamu çalışanlarının problemlerine ayırmaları gerektiğini söyleyen Çoşkunsu, “İşveren, komediye dönen 3600 ek gösterge düzenlemesini öncelikli olarak gözden geçirmelidir. İşveren, sarı sendikalarla yüzde 2 sendikal baraj garabetine harcadığı zamandan daha fazlasını kamu çalışanlarının problemlerine ayırmalıdır. İşveren ve sarı sendikaların önceliği siyaseti dizayn etmek ve kendileri dışındaki sendikalara hile kurgulamak değildir. 1’nci dereceden emekli olabilecek tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge düzenlemesi muhakkak yapılmalıdır. Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm çalışanlara giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı; aile yardımı ve bir paket çocuk bezi dahi alınamayan çocuk yardımı tutarları iyileştirilmelidir. Görünen köy kılavuz istemez. TÜİK'in açıkladığı enflasyonla çarşıda pazardaki enflasyonun yakından uzaktan alakası yoktur. Altı ayda bir yapılan zam ve enflasyon farkı ödemeleri daha birinci ayında erimektedir. Bu nedenle enflasyon farkı, çalışanlara aylık olarak ödenmelidir.
Eğitim çalışanlarının bir yıldır bizim söylemekten usandığımız, gayet açık olan talepleri bir an önce hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
‘HAKLIYIZ, DURMAYACAĞIZ, VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Hürriyetçi Eğitim-Sen olarak; yeni vaatlerden ziyade, ekonomik haklarının korunmasını ve kayıplarının telafi edilmesini istediklerini belirten Çoşkunsu şunları söyledi: “İşverenimiz olan devletin; adil olduğunu, işçisi ve memuruna eşit değer verdiğini düşünüyor ve ayrım yapmayacağına inanıp, memurları açlık sınırında ki bir maaş ve gelire mahkûm etmeyeceğini ümit ediyoruz. Bu taleplerimizin yerine getirilmesi için, Hürriyetçi Eğitim Sen kamu çalışanlarının içine düşürüldüğü "asgari sefalete azami itiraz" dönemini başlatmıştır. Hakkımız olan maaşın verildiği zamana kadar mücadeleye devam edeceğiz. 27-30 Aralık tarihleri arasında tüm illerde meydanlardayız. Kamu çalışanlarına sunulan haklar, dünya standartlarına ulaştırılıncaya kadar mücadeleye ve iş bırakma dahil her türlü meşru eylemi yapmaya kararlıyız. Haklıyız, durmayacağız, vazgeçmeyeceğiz.”
Açıklama sonrası sendika üyeleri, tencerede aş yerine taş kaynattı. Grup daha sonra olaysız şekilde dağıldı.
‘EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNE ÇIKARILMALIDIR’
Asgari ücrete gelen zamla birlikte memur maaşları ve asgari ücretin eşitlendiğini dile getiren Coşkunsu, “2022 yılında asgari ücret ve kamu çalışanlarına yapılan zamlarla memurların maaşları ile asgari ücretli maaşları eşitlenmiştir. Açlık sınırına yakın bir gelire sahip olan memurların, maaşlarına yoksulluk sınırının üzerinde zam yapılması zorunluluktur. Günlük gelen piyasa zamları ortada iken 2023 yılı Ocak ayı için memur aylıklarına toplu sözleşmeden kaynaklı yüzde 8 ve TÜİK'in açıkladığı enflasyona göre enflasyon farkı kadar artış yapılması memurların alım gücüne katkı sunmaz. Bu nedenle insanî bir zam oranı mecburidir. Ayrıca memurlar gelir vergisi kıskacındadır. Memur maaşlarındaki gelir vergisi yüzde 15'e sabitlenmelidir. Zaten açlık sınırında maaş alan kamu çalışanının yüzde 27 oranında gelir vergisi ödemesi kaşıkla verilen zammın vergi kepçesiyle geri alınmasıdır. İşveren, patronlara her türlü vergi affı ve indirimini uygularken, ülkenin vergi yükünün memurun sırtına bindirilmesini kabul etmiyoruz ve uyarıyoruz. Vergi dilimi adaletsizliğine derhal son verilmelidir” ifadelerini kullandı.
‘TÜİK'İN AÇIKLADIĞI ENFLASYONLA ÇARŞIDA PAZARDAKİ ENFLASYONUN YAKINDAN UZAKTAN ALAKASI YOKTUR’
İşverenlerin 3600 ek göstergeyi gözden geçirmeleri gerektiğini, sarı sendikalarla yüzde 2 sendikal baraj garabetine harcadığı zamandan daha fazlasını kamu çalışanlarının problemlerine ayırmaları gerektiğini söyleyen Çoşkunsu, “İşveren, komediye dönen 3600 ek gösterge düzenlemesini öncelikli olarak gözden geçirmelidir. İşveren, sarı sendikalarla yüzde 2 sendikal baraj garabetine harcadığı zamandan daha fazlasını kamu çalışanlarının problemlerine ayırmalıdır. İşveren ve sarı sendikaların önceliği siyaseti dizayn etmek ve kendileri dışındaki sendikalara hile kurgulamak değildir. 1’nci dereceden emekli olabilecek tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge düzenlemesi muhakkak yapılmalıdır. Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm çalışanlara giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı; aile yardımı ve bir paket çocuk bezi dahi alınamayan çocuk yardımı tutarları iyileştirilmelidir. Görünen köy kılavuz istemez. TÜİK'in açıkladığı enflasyonla çarşıda pazardaki enflasyonun yakından uzaktan alakası yoktur. Altı ayda bir yapılan zam ve enflasyon farkı ödemeleri daha birinci ayında erimektedir. Bu nedenle enflasyon farkı, çalışanlara aylık olarak ödenmelidir.
Eğitim çalışanlarının bir yıldır bizim söylemekten usandığımız, gayet açık olan talepleri bir an önce hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
‘HAKLIYIZ, DURMAYACAĞIZ, VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Hürriyetçi Eğitim-Sen olarak; yeni vaatlerden ziyade, ekonomik haklarının korunmasını ve kayıplarının telafi edilmesini istediklerini belirten Çoşkunsu şunları söyledi: “İşverenimiz olan devletin; adil olduğunu, işçisi ve memuruna eşit değer verdiğini düşünüyor ve ayrım yapmayacağına inanıp, memurları açlık sınırında ki bir maaş ve gelire mahkûm etmeyeceğini ümit ediyoruz. Bu taleplerimizin yerine getirilmesi için, Hürriyetçi Eğitim Sen kamu çalışanlarının içine düşürüldüğü "asgari sefalete azami itiraz" dönemini başlatmıştır. Hakkımız olan maaşın verildiği zamana kadar mücadeleye devam edeceğiz. 27-30 Aralık tarihleri arasında tüm illerde meydanlardayız. Kamu çalışanlarına sunulan haklar, dünya standartlarına ulaştırılıncaya kadar mücadeleye ve iş bırakma dahil her türlü meşru eylemi yapmaya kararlıyız. Haklıyız, durmayacağız, vazgeçmeyeceğiz.”
Açıklama sonrası sendika üyeleri, tencerede aş yerine taş kaynattı. Grup daha sonra olaysız şekilde dağıldı.
FACEBOOK YORUMLAR