Uzunlu: Atatürk ve cumhuriyetimizi kuran kadrolara minnettarız

Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Ayşe Uzunlu, kadınlara seçme seçilme hakkının tanındığı 5 Aralık tarihine özel bir açıklamada bulundu.

Uzunlu: Atatürk ve cumhuriyetimizi kuran kadrolara minnettarız
05 Aralık 2022 - 12:01
Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Ayşe Uzunlu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bugün Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını kazandığı günün 88. yıl dönümü. Cumhuriyetin ilanı ile bir dizi inkılap yapılmış; 1926’da sosyal ve ekonomik haklarda sağlanan eşitlikten sonra, siyasal hakların kazanılması ancak 1934’te mümkün olabilmiştir. Türk kadının gerçek anlamda eşitliği kazandığı, gerçek bir vatandaş olduğu gündür bugün. Dünyada birçok ülkenin kadınından önce seçen ve seçilen Türk kadını bunun mücadelesini 1900’lü yılların başlarında birbiri ardına gelen savaşlarda vermiştir. Kadınlarımız, savaşlarda cepheye giden erkeklerin yerine tarla da,işçi-memur kadrolarında çalışmış; cephe ve cephe gerisinde önemli görevler üstlenmiştir.  Atatürk "Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez." demiştir. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bugün İran’da, Afganistan’da yaşananlar bize cumhuriyetimizin değerini bir kez daha göstermiştir. Atatürk ve cumhuriyetimizi kuran kadrolara minnettarız.
Öte yandan tarihe şöyle bir baktığımızda Türk töresinde önemli bir yeri olan kadının Osmanlı dönemindeki hatalı uygulamalarla eve hapsedildiğini, değersizleştirildiğini görmekteyiz. 1800’lü yıllardaki modernleşme çabası içerisindeki ülkede yazdığı dergi, gazete yazıları ve romanlarla kadınlar görünür olmaya başlamış; hak talepleri artmıştır. Fatma Aliye, derneğimizin kurucusu Nezihe Muhiddin, Şukufe Nihal, Halide Edip ve Suat Derviş gibi kadınlarımız "kadın hakları" ile ilgili çok yoğun çalışmalar yapmıştır. 1924’de kurulan Türk Kadınlar Birliği Derneği ısrarla sürdürdüğü siyasi haklar mücadelesinde kamuoyu yaratmayı başarmış, halkı ve aydınları kadınların sosyal, ekonomik ve siyasal haklarına hazırlamıştır. Çünkü kadınlar ile ilgili yılların yarattığı baskıyı ve kalıp yargıları yıkmak hiç de kolay olmamıştır.
Atatürk ve arkadaşlarının en büyük desteği işte bu aydın kadınlarımız ve Türk Kadınlar Birliği Derneği olmuştur. Yapılan anayasa değişiklikleri ile kadınların 1930’da yerel yönetimler, 1933’de muhtarlık ve ihtiyar heyeti, 1934’de de milletvekili seçme ve seçilme hakkı yasalara girmiştir. Sürekli tekrar ettiğimiz gibi bugün de söyleyelim. Bu haklar dünyadaki birçok ülkeden önce elde edilmiştir. Burada bizleri son derece üzen  bir propaganda yapılmış; “5 Aralık Dünya Kadın Hakları”günü olarak adlandırılmaya çalışılmıştır. Bugün internet ve sosyal medyada bu türden yanıltıcı birçok haber ve görsel yer almaktadır. Birçok dünya ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkı kazanan Türk Kadınlarının ve bu konuda yapılan inkılabın küçültüldüğü; "Türk" yerine "Dünya" ibaresi konarak yapılan haberlere itibar etmeyiniz. Bizim seçme ve seçilme hakkımızla dünyanın ne ilgisi var? 99 yıldır ülkemizde kadınlar için hak mücadelesi veren kamu yararına bir dernek olarak kamuoyunu bilgilendirmek VAZİFEMİZdir.
Fatma Aliye, Şukufe Nihal, Halide Edip, Nezihe Muhiddin ve Suat Derviş gibi Türk kadınlarının önemli bir özelliği vardır. Bu kadınların siyasi görüşleri farklıdır. Siyasi görüşleri farklı olmasına rağmen, kadın konusunda birlikte çalışmışlardır. Bizim de bugün bin bir emekle mecliste yer almasını sağladığımız kadın siyasetçilerimizden beklediğimiz budur. Bizim işimiz siyasi partilere yaranmak değil; ayrılıkları, çekişmeleri siyasi partilere bırakalım. Bugün fırsat eşitliğine sahip olduğumuz halde sonuca -gerçek eşitliğe- ulaşamamamızın nedeni nedir diye düşünmeliyiz. Hem eşitlik hem de şiddet konusunda gerçekten kadınlar için çalışacak nitelikli kadın siyasetçilere, ileri görüşlü sorunların çözümünde elini taşın altına koyacak erkek siyasetçilere  ihtiyacımız var. Kadın siyaseti partiler üstü, kadın diliyle, kutuplaşma olmadan ve STK’lar ile dayanışma içinde yapılmalıdır.
Ülkemizin daha demokratik ve ekonomik açıdan da daha güçlü olmak için kadınlarının güçlü olmasına ve kadın temsiline ihtiyaç vardır. Devletin güçlü politikalarla bir an önce nüfusun yarısının siyasi, ekonomik ve kültürel potansiyelini harekete geçirecek tedbirleri alması gerekmektedir.
Türk Kadınlar Birliğinin kurucusu Nezihe Muhittin eşit siyasi hak talebi için çok büyük mücadeleler vermiş ve bu uğurda birçok mağduriyet yaşamıştır. Ülkemizde her dönem benzeri sıkıntılar yaşanmaya devam etmektedir. Nezihe Muhiddin;
“Biz Türk Kadınları toplumsal ve siyasal yaşamda hak ettiğimiz yeri almalıyız. Önce Türk Kadınlarını bilinçlendirmeli ve eğitmeliyiz. Onlara daha fazla şey istemelerini ve bunlara nasıl ulaşacaklarını anlatmalıyız. Amacımız Türkiye’de kadın ve erkeğin toplumsal, ekonomik ve siyasal eşitliğidir” demiştir. Kadın mücadelesi bugün de güçlü bir şekilde sürdürülüyor. Gücümüzü aydın kadın atalarımızdan, Anadolu’nun kahraman kadınlarından, kadın devrimi olan Cumhuriyetimizden ve bize en büyük değeri veren Atatürk’ümüzden alıyoruz. Yasalarda güvence altına alınmış eşitlik, gerçek hayatta da sağlanıncaya kadar daha fazlasını istemeye ve bunun için yasal her türlü yolu denemeye devam edeceğiz.”


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum