Yerel Medyada Kadın Gazeteci Olmak: Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Medya Araştırmaları Derneği (MEDAR) ETKİNİZ’in desteğiyle birlikte, yerel medyada faaliyetlerini sürdüren kadın gazetecilerin mesleki tecrübelerini inceleyen “Yerel Medyada Kadın Gazeteci Olmak: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” isimli bir kalitatif (nicel) araştırma gerçekleştirdi.
11 Aralık 2020 - 18:15
2020 yılının Temmuz ayında başlayan ve üç ay süren araştırma sırasında Türkiye’nin farklı bölgelerindeki yerel medya kurumlarında çalışan 30 kadın gazeteciye ulaşıldı ve bu gazetecilerle yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler yürütüldü. Bu mülakatlardan elde edilen veriler ışığında yerel medyadaki kadın gazetecilerin mesleki durum tespiti (çalışma koşulları, mesleki donanım ve gelişim imkanları) ve ihtiyaç analizini (karşılaştıkları cinsiyet temelli ayrımcılıklar, engeller ve mesleki gereksinimleri) içeren bir rapor oluşturuldu.
Yerel medyadaki kadın gazetecilerin sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin de yer aldığı kapsamlı araştırma rapordan öne çıkan bulgular şu şekilde:
•Yerel medya kurumlarındaki ağır çalışma koşulları ve cinsiyetçi istihdam kadın gazetecilerin mesleki gelişimlerini engelliyor.
Raporda ele alınan bulgular yerel medya kurumlarında yaşanan finansal sorunların kadın gazetecilerin çalışma koşullarını ağırlaştırdığını ve “yetersiz maaş, eksik kadro ve yetersiz çalışan sayısı, orantısız iş yükü, yasal sınırı aşan mesai saatleri, teknik donanım ve ekipman eksikliği” gibi sorunlar yarattığını ortaya koyuyor.
Bu çalışma koşulları altında mesleki faaliyet ve gelişimlerini sürdürmekte zorlanan kadın gazeteciler, ayrıca sektöre giriş ve işe alım sırasında da cinsiyet temelli ayrımcılıkla karşılıyor. Raporda yer alan ifadelere göre, yerel medyadaki çoğu kurum kadın gazeteciler özelinde “Evlenir, çocuk sahibi olur, çalışamaz.”, “Geç saate kadar mesaiye kalamaz.”, “Sahada her yere habere gidemez.” vb. sebepler göstererek işe alım sırasında erkek adaylara öncelik veriyor.
Bunların yanı sıra, rapor bulguları yerel medyada çalışan kadın gazetecilerin sıklıkla “mobbing, haksız işten çıkarma, maaş kesintisi, terfi eksikliği” gibi mesleki hak ihlallerine uğradığını gösteriyor.
•Yerel medya üzerindeki ekonomik, siyasi ve toplumsal baskılar kadın gazetecilerin habercilik faaliyetlerini olumsuz etkiliyor.
Yerel medya kurumlarının ana finansman kaynağı genellikle kamu kurumlarından alınan resmi ilanlar ve ticari reklam gelirlerinden oluşuyor. Araştırma sonuçlarına göre, kamu kurumları ve siyasi/ekonomik yerel aktörlerle kurulan bu ticari ilişki yerel medya kurumları ve yerel gazetecilerin haber üretim süreçlerini dış baskılara açık hale getiriyor ve sansür ve otosansür pratiğinin yaygınlaşmasına yol açıyor.
Bulgular yerel gazeteciler üzerindeki bu baskıların deneyimlenme biçimlerinde, cinsiyet temelli farklılıklar olabileceğine işaret ediyor. Görüşülen gazeteciler, yereldeki baskıların toplumsal cinsiyet temelinde şekillendiğini ve kişisel yaşamlarına dair ayrıntılar üzerinden (örneğin; dış görünüş, özel hayat, siyasi görüş vb.) toplumsal baskılarla karşılaştığını doğruluyor. Kadın gazeteciler erkek meslektaşlarına göre bu baskılarla daha sık karşılaştıklarını ve daha kolay hedef gösterildiklerini düşünüyor.
•Yerel medyada kadın gazeteciler saha görevleri için yetersiz bulunuyor, mesleki küçümsenme ve dışlanma ile mücadele ediyor.
Rapor, ulusal medyaya olduğu gibi yerel medyada da kadın gazetecilerin saha haberciliğine erişim açısından cinsiyet temelli engellerle karşılaştığını ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan gazeteciler arasındaki yaygın görüş, yerel medyada kadın gazetecilerin toplumda kadına atfedilen roller (gece geç saate kadar çalışma, ağır ekipman kullanma ve taşıma, taciz ve güvenlik tehditleri vb.) öne sürülerek sahada çalışmak için yetersiz bulunduklarına işaret ediyor. Bu durum kadın gazetecilerin sektör içinde genellikle ofis içi pozisyonlara ve belirli habercilik alanlarına (magazin, sağlık, aile ve çocuk, kültür sanat vb.) yönlendirilmesine sebep oluyor.
Diğer yandan, saha görevlerinde aktif olan katılımcıların deneyimleri kadın gazetecilere sahada erkek meslektaşlarıyla eşit fırsatlar tanınmadığını söylüyor. Saha görevlerinde erkek egemen tutumun baskın hale gelmesiyle kadın gazetecilerin mesleki yetkinlikleri sorgulanıyor. Bu sebeple, yereldeki kadın gazeteciler hem meslektaşları hem de haber kaynakları ile etkileşimleri esnasında sıklıkla mesleki küçümsenme ve dışlanma ile karşılaşıyor.
•Kadın gazeteciler yereldeki habercilik faaliyetleri esnasında taciz, fiziksel şiddet ve güvenlik tehditleri ile karşı karşıya kalıyor.
Rapordaki bulgular kadın gazetecilerin yereldeki habercilik faaliyetleri esnasında sıklıkla toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakaları ile karşılaştıklarını ortaya koyuyor. Kadın gazetecilerin karşılaştıkları cinsiyete dayalı şiddet biçimleri raporda “fiziksel şiddet ve güvenlik tehditleri”, “cinsel istismar ve taciz”, “iletişim kanallarının suistimali” ve “dijital şiddet ve zorbalık” olarak öne çıkıyor. Rapora göre, bu vakalardaki şiddet uygulayıcıları kadın gazetecilerin haber üretimi esnasında aktif olarak iletişimde bulunduğu meslektaşları, haber kaynakları, izleyiciler ve diğer yerel aktörlerden (siyasi veya bürokratik temsilciler, kamu görevlileri, yerel işletme sahipleri, şehirde ikamet eden vatandaşlar vb.) oluşuyor.
•Yerel medyada cinsiyet eşitliği için yasal düzenlemeler ve denetim mekanizmalarının oluşturulması; kadın gazetecilerin mesleki temsiliyetinin artırılması gerekiyor.
Raporun son bölümünde ise kadın gazetecilerin karşılaştıkları mesleki sorunların çözümüne yönelik ilettiği öneriler yer alıyor. Bu önerilere göre, yerel medyada toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanabilmesi için kurumlardaki kadın çalışan ve yönetici sayısının artırılmasına yönelik yasal düzenlemelerin getirilmesi, sektörel denetim kurulları oluşturulması ve hak ihlallerine dair sektör içi şikâyet ile destek mekanizmalarının kurulması gerekiyor. Ayrıca, kadın gazeteciler atılacak bu yasal adımların sivil toplum örgütleri tarafından savunuculuk faaliyetleri ile desteklenmesini ve mesleki birliklerdeki kadın temsiliyetinin artırılmasını talep ediyor.
Rapor hakkında:
Yerel medyadaki kadın gazeteciler üzerine yayımlanan bu rapor, MEDAR tarafından 2016’da başlatılan araştırma serisinin üçüncü bölümü, “Türkiye’de Yerel Medyayı Anlamak” araştırma projesi kapsamında hazırlandı. MEDAR son dönemde ivmesi oldukça yükselen bir gazetecilik formu olan yurttaş gazeteciliğinin Türkiye’deki aktif izleyiciler ve profesyonel gazeteciler tarafından nasıl tanımlandığına dair 2016 ve 2018 senelerinde iki nicel araştırma gerçekleştirmişti. Serinin üçüncü bölümü ise “Türkiye’de Yerel Medyayı Anlamak” çerçevesini temel alarak, yurttaşların hayatlarına doğrudan dokunan, merkezi medya ile yurttaş haberciliği arasında oldukça geniş bir etkileşim ağının merkezinde yer alan yerel medya gazetecilerine odaklanıyor. MEDAR, yürüttüğü bu üç farklı araştırmada elde edilen bulguları birlikte analiz ederek, Türkiye’de yurttaş gazeteciliğinin nasıl tanımlandığına ve geleceğine ilişkin kapsamlı bir derlemeyi kamuoyu ile paylaşmayı hedefliyor.
Yerel medyadaki kadın gazetecilerin sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin de yer aldığı kapsamlı araştırma rapordan öne çıkan bulgular şu şekilde:
•Yerel medya kurumlarındaki ağır çalışma koşulları ve cinsiyetçi istihdam kadın gazetecilerin mesleki gelişimlerini engelliyor.
Raporda ele alınan bulgular yerel medya kurumlarında yaşanan finansal sorunların kadın gazetecilerin çalışma koşullarını ağırlaştırdığını ve “yetersiz maaş, eksik kadro ve yetersiz çalışan sayısı, orantısız iş yükü, yasal sınırı aşan mesai saatleri, teknik donanım ve ekipman eksikliği” gibi sorunlar yarattığını ortaya koyuyor.
Bu çalışma koşulları altında mesleki faaliyet ve gelişimlerini sürdürmekte zorlanan kadın gazeteciler, ayrıca sektöre giriş ve işe alım sırasında da cinsiyet temelli ayrımcılıkla karşılıyor. Raporda yer alan ifadelere göre, yerel medyadaki çoğu kurum kadın gazeteciler özelinde “Evlenir, çocuk sahibi olur, çalışamaz.”, “Geç saate kadar mesaiye kalamaz.”, “Sahada her yere habere gidemez.” vb. sebepler göstererek işe alım sırasında erkek adaylara öncelik veriyor.
Bunların yanı sıra, rapor bulguları yerel medyada çalışan kadın gazetecilerin sıklıkla “mobbing, haksız işten çıkarma, maaş kesintisi, terfi eksikliği” gibi mesleki hak ihlallerine uğradığını gösteriyor.
•Yerel medya üzerindeki ekonomik, siyasi ve toplumsal baskılar kadın gazetecilerin habercilik faaliyetlerini olumsuz etkiliyor.
Yerel medya kurumlarının ana finansman kaynağı genellikle kamu kurumlarından alınan resmi ilanlar ve ticari reklam gelirlerinden oluşuyor. Araştırma sonuçlarına göre, kamu kurumları ve siyasi/ekonomik yerel aktörlerle kurulan bu ticari ilişki yerel medya kurumları ve yerel gazetecilerin haber üretim süreçlerini dış baskılara açık hale getiriyor ve sansür ve otosansür pratiğinin yaygınlaşmasına yol açıyor.
Bulgular yerel gazeteciler üzerindeki bu baskıların deneyimlenme biçimlerinde, cinsiyet temelli farklılıklar olabileceğine işaret ediyor. Görüşülen gazeteciler, yereldeki baskıların toplumsal cinsiyet temelinde şekillendiğini ve kişisel yaşamlarına dair ayrıntılar üzerinden (örneğin; dış görünüş, özel hayat, siyasi görüş vb.) toplumsal baskılarla karşılaştığını doğruluyor. Kadın gazeteciler erkek meslektaşlarına göre bu baskılarla daha sık karşılaştıklarını ve daha kolay hedef gösterildiklerini düşünüyor.
•Yerel medyada kadın gazeteciler saha görevleri için yetersiz bulunuyor, mesleki küçümsenme ve dışlanma ile mücadele ediyor.
Rapor, ulusal medyaya olduğu gibi yerel medyada da kadın gazetecilerin saha haberciliğine erişim açısından cinsiyet temelli engellerle karşılaştığını ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan gazeteciler arasındaki yaygın görüş, yerel medyada kadın gazetecilerin toplumda kadına atfedilen roller (gece geç saate kadar çalışma, ağır ekipman kullanma ve taşıma, taciz ve güvenlik tehditleri vb.) öne sürülerek sahada çalışmak için yetersiz bulunduklarına işaret ediyor. Bu durum kadın gazetecilerin sektör içinde genellikle ofis içi pozisyonlara ve belirli habercilik alanlarına (magazin, sağlık, aile ve çocuk, kültür sanat vb.) yönlendirilmesine sebep oluyor.
Diğer yandan, saha görevlerinde aktif olan katılımcıların deneyimleri kadın gazetecilere sahada erkek meslektaşlarıyla eşit fırsatlar tanınmadığını söylüyor. Saha görevlerinde erkek egemen tutumun baskın hale gelmesiyle kadın gazetecilerin mesleki yetkinlikleri sorgulanıyor. Bu sebeple, yereldeki kadın gazeteciler hem meslektaşları hem de haber kaynakları ile etkileşimleri esnasında sıklıkla mesleki küçümsenme ve dışlanma ile karşılaşıyor.
•Kadın gazeteciler yereldeki habercilik faaliyetleri esnasında taciz, fiziksel şiddet ve güvenlik tehditleri ile karşı karşıya kalıyor.
Rapordaki bulgular kadın gazetecilerin yereldeki habercilik faaliyetleri esnasında sıklıkla toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakaları ile karşılaştıklarını ortaya koyuyor. Kadın gazetecilerin karşılaştıkları cinsiyete dayalı şiddet biçimleri raporda “fiziksel şiddet ve güvenlik tehditleri”, “cinsel istismar ve taciz”, “iletişim kanallarının suistimali” ve “dijital şiddet ve zorbalık” olarak öne çıkıyor. Rapora göre, bu vakalardaki şiddet uygulayıcıları kadın gazetecilerin haber üretimi esnasında aktif olarak iletişimde bulunduğu meslektaşları, haber kaynakları, izleyiciler ve diğer yerel aktörlerden (siyasi veya bürokratik temsilciler, kamu görevlileri, yerel işletme sahipleri, şehirde ikamet eden vatandaşlar vb.) oluşuyor.
•Yerel medyada cinsiyet eşitliği için yasal düzenlemeler ve denetim mekanizmalarının oluşturulması; kadın gazetecilerin mesleki temsiliyetinin artırılması gerekiyor.
Raporun son bölümünde ise kadın gazetecilerin karşılaştıkları mesleki sorunların çözümüne yönelik ilettiği öneriler yer alıyor. Bu önerilere göre, yerel medyada toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanabilmesi için kurumlardaki kadın çalışan ve yönetici sayısının artırılmasına yönelik yasal düzenlemelerin getirilmesi, sektörel denetim kurulları oluşturulması ve hak ihlallerine dair sektör içi şikâyet ile destek mekanizmalarının kurulması gerekiyor. Ayrıca, kadın gazeteciler atılacak bu yasal adımların sivil toplum örgütleri tarafından savunuculuk faaliyetleri ile desteklenmesini ve mesleki birliklerdeki kadın temsiliyetinin artırılmasını talep ediyor.
Rapor hakkında:
Yerel medyadaki kadın gazeteciler üzerine yayımlanan bu rapor, MEDAR tarafından 2016’da başlatılan araştırma serisinin üçüncü bölümü, “Türkiye’de Yerel Medyayı Anlamak” araştırma projesi kapsamında hazırlandı. MEDAR son dönemde ivmesi oldukça yükselen bir gazetecilik formu olan yurttaş gazeteciliğinin Türkiye’deki aktif izleyiciler ve profesyonel gazeteciler tarafından nasıl tanımlandığına dair 2016 ve 2018 senelerinde iki nicel araştırma gerçekleştirmişti. Serinin üçüncü bölümü ise “Türkiye’de Yerel Medyayı Anlamak” çerçevesini temel alarak, yurttaşların hayatlarına doğrudan dokunan, merkezi medya ile yurttaş haberciliği arasında oldukça geniş bir etkileşim ağının merkezinde yer alan yerel medya gazetecilerine odaklanıyor. MEDAR, yürüttüğü bu üç farklı araştırmada elde edilen bulguları birlikte analiz ederek, Türkiye’de yurttaş gazeteciliğinin nasıl tanımlandığına ve geleceğine ilişkin kapsamlı bir derlemeyi kamuoyu ile paylaşmayı hedefliyor.
FACEBOOK YORUMLAR